Tecrübeli ve iyi mimarlar taşıyıcı sistem konusunda mutlaka bir şeyler yaparlar. Çok katlı az katlı, fark etmez. Mimar yaptığı binanın ayakta durması anlamında asgari bir taşıyıcı sistem kurmalı. Bu tamamen değişecek bir taşıyıcı sistem olabilir, genel de olur da. Nerelerden kiriş geçebilir, kolon nerede olabilir, bunlar benim tasarımı nasıl olumlu veya olumsuz etkileyebilir bunları öngörmesi gerekir.
Ama günümüzde bu tip çalışma pek görmüyoruz nedense. Duvarları çizip gönderiyorlar. Öyle zaman oluyor ki konsolun nereden geçtiğini anlayamaya biliyorsunuz. Kapıyı sıfır noktasına yerleştiriyor, siz kolon koyduğunuzda kapı girmiyor. Kolon yerleştirseler bile boyutlarını minimum düşündüklerinden yukarıdaki problemler hep yaşanıyor.
"Bunu değiştiremezsiniz" deme lüksleri olamaz. Sonuçta hesap var kitap var. Bunlar karşılıklı çalışma ile olur. Hiç kimse "bu böyle olacak" diye tutturmamalı. İyi bir mimar ve mühendis için asıl olan (yada olması gereken); mühendis, mimarın kaygılarını ve beklentilerini ön planda tutarak çalışmalı, mimar da aynı şekilde mühendisin dilinden anlamalı projesini dizayn ederken nerelerde zorlanacağını ön görebilmeli.
Sonuçta ben mimarın, kötü de olsa bir ön çalışma yapmasını arzu ederim. Bazen şöyle yaptığımız da olur: mimarın tasarımına tecrübemize bağlı olarak hesap kitap yapmaksızın bir taşıyıcı sistem giydiririm. Sonra ona göre mimar tasarımın yeniden şekillendir. Tekrar bize gelir. Hesap yapıp son şeklini verip tekrar mimara gönderip onun da son şeklini vermesini sağlarız.
İmkan olduğu sürece bir arada çalışmakta fayda var. Umarım faydalı olmuştur.
N. YILMAZ